ÇOCUĞUMUZU OKULA HAZIRLAYALIM

ÇOCUĞUNUZ OKULA HAZIR MI?  Tıkla ve izle


ÇOCUĞUM OKULA HAZIR MI?

“4+4+4” eğitim sistemi ile okula başlama yaşının 66 aya indirilmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Çocuklarının henüz gerekli erişkinliğe ulaşmadığını düşünen pek çok aile, çocukları ve onların eğitim hayatları ile ilgili ciddi kaygı yaşamaya başladı. Çocuk ve ergen psikiyatristi olarak bizlere ailelerin en çok danıştığı konulardan biri de çocuğum okula hazır mı?

Okula hazır olması hem akademik ve hem de duygusal olgunluğunun yeterli olup olmamasına bağlıdır.1 milyonu aşkın öğrenci okulla başladı. 4+4+4 uygulamasıyla bu yıl 66 ayı doldurmuş çocuklarımızın ilköğretime başlamasının gündeme gelmiştir. Çocukların 72 aydan önce ilkokul 1. sınıfa başlamaları başta kaygı bozuklukları, okul başarısızlığı, kendine güvensiz olarak büyümeleri  ve davranış sorunlarının gelişmesi açısından sakıncalıdır. Mümkünse 72 aydan önce doğan çocukların okul öncesi eğitim alması, eğer ilkokula başlamış ise en erken dönemde ortaya çıkacak sorunlara bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurarak müdahale edilmesi son derece önemlidir. Eğer eğer erken müdahale edilmezse bütün eğitim hayatını etkileyebilir.

Çocukların 6 yaş grubu (72-83 aylar) ile aynı sınıflarda eğitime alınacağı açıklanmıştır. Bu da ayrı bir sakınca getirmektedir. Bu demektir ki aynı sınıfta 60-83 aylar arasında, yani aralarında yaklaşık 2 yıl fark olabilen çocuklar olacaktır. Okula başlamak zihinsel, bedensel ve duygusal açıdan bir hazır oluş durumu da gerektirmektedir. 5 yaş çocuğu (60-71 aylar arası)zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak ilkokula henüz hazır değildir. Çocuğun okul eğitimine katılabilmesi için gerekli sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve motor becerilerinin gelişimi 6 yaştan(72 ay) önce tamamlanmaz. Bu bilimsel ortalama dışında kalan çok az çocuk vardır.

İlkokula başlayacak çocukların hangi becerileri kazanmış olması gereklidir? Çocuğunuzun ilkokula başlamaya uygun olup olmadığını nasıl anlarsınız?

  • Özbakım becerileri: Tuvaletini yalnız başına yapabilir, elbiselerini ıslatmadan yüzünü yıkayıp, kurulayabilir,  dişlerini fırçalayabilir, kendisi yemek yiyebilir, düğmelerini ilikleyip çözer, kendi başına giyinip soyunabilir. Defteri, çantası, ceketi gibi kendi eşyalarına sahip çıkabilir, toplayabilir;
  • Sosyal- duygusal gelişim: Kurallara uygun davranışlar sergileyebilir, arkadaşlık başlatabilir ve sürdürebilir, belli ölçüde gerilim ve öfkeyle baş edebilir, bir oyun için gerekli kuralları anlayabilir, sırasını bekleyebilir, sosyal kuralların nedenlerini anlayabilir
  • İnce motor -küçük kasların motor gelişim: çocukların yazı yazabilmesi için ince motor becerilerinin gelişmesi gereklidir.1′den 10′a kadar rakamları kopya edebilir, daire, kare, dikdörtgen, üçgen şekillerini çizebilir, dikey, yatay, eğik, eğri çizgileri çizebilir, kopya edebilir, şekillerin sınırını taşırmadan boyayabilir, baş, vücut, kollar, bacaklar, ağız ve gözlerden oluşan insan çizimi yapabilir, su gibi akıcı maddeleri bir kaptan diğerine boşaltabilir,  verilen sıralamaya göre(renk, büyüklük gibi..) ipe boncuk dizebilir.
  • Kaba motor- büyük kasların motor gelişimi: 5 kez üst üste sekerek sıçrama hareketi yapabilir, öne doğru takla atabilir, kendine atılan küçük bir topu elleriyle tutabilir.
  • Bilişsel Gelişim; Algılama, dil ve kavram alanındaki gelişimleri içerir.
  • Algılama gelişimi:10-12 kadar ana ve ara rengi tanır ve bunları eşleştirebilir,1 den 20′ye kadar olan rakamları tanıyabilir, dokunarak nesneleri sayabilir,1′den 10′a kadar olan sayılarla toplama ve çıkarma işlemleri yapabilir, sıra ile haftanın günlerini sayabilir, aynı anda birbirini takip eden 2-3 emri yerine getirebilirim.
  • (“Suyu mutfaktan al, sonra bana getir ve yanıma otur” gibi), anlatılan bir öyküdeki detayları hatırlayabilir, sebep -sonuç ilişkilerini kurabilir.
  • Dil gelişimi: Adını soyadını söyleyebilir, ailedeki kişilerin isimlerini söyleyebilir, niçin sorusunu açıklayarak cevaplayabilir, geçmiş şimdiki ve gelecek zaman ile ilgili konuşurken kelimeleri (dün, bugün, yarın) doğru kullanır, dilbilgisi kurallarına uygun konuşur, zıt anlamlı s kelimeleri söyleyebilir(şişman-zayıf, sert-yumuşak ağır-hafif, gece-gündüz ).
  • Kavram gelişimi ölçütleri: Büyük- küçük kavramlarını, sağını, solunu bilir, nesneleri büyüklük, genişlik ve uzunluk özelliklerine göre sınıflandırabilir.

Çocukların bu gelişimleri tamamlanmadan ilkokul 1. sınıfa başlamaları  ruh sağlığını nasıl etkiler?

  • Küçük yaşta okula başlayanlarda  ayrılık kaygısı rahatsızlığı görülme  riski, altı yaşında ilkokula başlayan çocuklara göre daha fazladır. Özellikle bu çocuklar okul öncesi eğitim almadılarsa risk daha da artmaktadır.
  • Dürtü kontrolü 5 yaşındaki bir çocukta tam gelişmediğinden davranışlarının kontrolünü sağlamakta zorlanacak, sınıfta sırasında bekleyemeyecek ve ilkokulda uyması gereken kurallara uymakta güçlükler yaşayabilecektir.
  • Beş yaşından önce el-göz kordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması, soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler nedeniyle bu yaştaki çocuklar öğrenme becerilerinde zorlanacaklardır. Bu yaştaki çocukların okulda belli seviyede başarı elde etmekte zorlanmaları gelişimsel açıdan normal olmasına karşın okul programları kapsamında beklenen kazanımları karşılamamaları nedeniyle, başarısızlık olarak yorumlanacak ve gereksiz olarak , ‘öğrenme güçlüğü’ veya ‘dikkat eksikliği’ olduğu gibi tanımlara maruz kalacaktır.
  • Bu çocukların 6 yaş grubu (72-83 aylar) ile aynı sınıflarda eğitime alınacağı açıklanmıştır. Bu da ayrı bir sakınca getirmektedir. Bu demektir ki aynı sınıfta 60-83 aylar arasında, yani aralarında yaklaşık 2 yıl fark olabilen çocuklar olacaktır. Bu durumda gelişimsel özellikler açısından 72-83 aylık çocuklar  doğal olarak 60-66 ay arasındakilere göre çok önde olacak, onlardan daha hızlı öğrenecek, beklenenleri daha kolay yerine getirecektir. 60-66 aydakiler de bu durumda zorunlu olarak sınıfın daha  başarısız ve geriden gelen grubunu oluşturacaklardır, yani bu grup daha okula başlarken başarısızlık duygusuna mahkum edilecek ve bu duygu onlarla eğitim yaşamları boyunca gidecektir. Erken dönemde kazanılan başarısızlık duygusunun çocukların daha sonraları da kendilerine güven duymalarını engellediği bilimsel olarak gösterilmiştir. Erken dönemde başarısızlık duygusu edinen çocukların okuldan soğudukları ve okul yaşamını kısa sürede bıraktıkları yapılan araştırmaların çok net olarak ortaya koyduğu bir gerçektir. Dolayısıyla eğitime başlama yaşını aşağıya indirmenin önemli bir sonucu kendini başarısız görerek büyüyen ve dolayısıyla kendine güvensiz ve başarılı olabileceğine inancı kalmamış nesiller yetiştirmek olacaktır.

Okula döneminde en sık karşılaşılan sorunlar nelerdir?

  • Ayrılık kaygısı, Anneden evden ayrılmakta güçlük
  • Okul fobisi
  • Arkadaş edinme ve iletişim kurmada güçlükler
  • Okul ve sınıf kurallarına uymakta güçlükler
  • Güvensizlik, kaygı bozukluğu
  • Dikkat eksikliği hiperaktivite , öğrenme güçlüğü
  • Ödev yapma problemleri

Ayrılık kaygısı: Bebekler 8. Aydan itibaren anneden ayrılmaya tepki vermeye başlarlar, ayrılık kaygısı 18. Ayda doruk noktasına ulaşır. Eğer anne ve bebeğin sağlıklı bir bağlanmaları varsa bu kaygının yavaş yavaş azalması 3 yaştan itibaren anneden ayrılığa katlanabilecek duygusal güce ulaşması gerekir. Eğer anne çocuğun bebekliğinden itibaren çok kaygılı, çocuğunun başına yanında olmadığında her an bir şey geleceğinden endişeleniyorsa, çocuğunu gözünün önünden ayırmamış, kısa süreli ayrılıklara alıştırmamışsa, sağlıklı bebeklerde 18 aydan sonra giderek azalıp 3 yaş gibi sonlanması gereken ayrılık kaygısı çok daha uzun sürer. Anaokulu, kreşe başlamakta okula başlamakta yeni ortamlara anne olmadan girmekte çok zorlanır.

Ayrılık kaygısını azaltmak için öneriler:

  • 7 ay - 2 yaş dönemi içerisinde bakıcı değiştirmemeye çalışın. Eğer çalışmaya başlayacaksanız, bebeğinizin siz yanındayken yavaş yavaş bakıcıya alışması için ona zaman tanıyın. Onlar arasındaki güven sağlandıktan sonra bazı görevleri bakıcıya devretmeye başlayın. Birkaç saatlik ayrılıklara çocuğunuzu alıştırın.
  • Evden ayrılacaksanız, kesinlikle ona gözükmeden, kaçarak evden çıkmayın. Mutlaka vedalaşın. Onu öpüp ona sarılın nereye gideceğinizi ne yapacağınızı kısa bir sohbetle ona anlatın ve mutlaka geri döneceğinizi söyleyin. O ağlasa bile siz sakin ve huzurlu bir şekilde ondan ayrılın. Eğer ağlayacaksanız bunu ondan ayrıldıktan sonra yapın. Bu hoşça kal sohbetini her ayrılıştan önce rutin bir şekilde mutlaka yapın. Ancak bu şekilde aranızdaki güven ilişkisi sağlamlaşacaktır.
  • Kaygılı ve üzüntülü olduğunuzu ona belli etmemeye çalışın ve yüzünüzdeki ifadenin sakin ve huzur verici olmasına özen gösterin. Çocuklar annelerin yüz ifadelerini okurlar. Unutmayın, kaygınızı çocuğunuza da yansıtıp onunda endişeli olmasına sebep olabilirsiniz.
  • Okul öncesi dönemde oyun grubu, kreş gitmesini sağlayın
  • Sakın geri adım atmayın, kararlı ve tutarlı olun.

Okul fobisi nedir?

Şiddetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmek istememesi veya okulla ilgili son derece isteksiz olmasıdır. Çocuk özellikle okul saatleri yaklaştığında sıkıntı artışı, mide bulantısı, karın ya da baş ağrısı gibi çeşitli bedensel yakınmalar bildirerek okula gitmemek ve kendisini evde tutabilmek için çaba harcar. Çocuk tarafından bu tür yakınmalar genelde sabah uyanır uyanmaz bildirilir ve anne-babayı ikna ettiğini, okula gitmeme kararının verildiğini anladığı anda da kendiliğinden kaybolur. Öte yandan, okul günleri ve okula gitme saatleri geldiğinde kendisini gösteren bu yakınmalara ek olarak, çocuk diğer zamanlarda da iştahsızlık, keyifsizlik, uyku düzeninin bozulması, içe kapanma, özellikle yabancılarla iletişime girmeye karşı direnç gösterme gibi tepkilerde bulunabilir.”

En sık okulların yeni açıldığı Eylül-Ekim aylarında ve 6-8 yaş gibi ilkokula başlangıç döneminde görülür. Yine okula başladıktan sonraki yıllarda, örneğin 11-12 yaşlarda okul değişikliğinin gündeme geldiği dönemlerde de ortaya çıkabilmektedir. Genellikle okul fobisi görülen çocukların, anneden ayrılma kaygısını yoğun biçimde yaşayan, ebeveynlere aşırı bağımlı çocuklar olduğu gözlemlenmektedir. Okul öğretmeninin veya arkadaşının gidişi, bağlı olduğu akrabanın hastalığı veya ölümü, ebeveyn boşanması, maddi sorunlar, aile içi huzursuzluk kardeş doğumu gibi durumlar da çocukta endişeyi artıracağı için okul fobisinin nedeni olabilir. Sebebin bir çocuk psikiyatristince araştırılması ve ailenin uygun yönlendirilmesi önemlidir.

Okul fobisi yaşayan ailelere öneriler?

  • Okulda olduğu zamanlardaki ayrılığın geçici olduğunu anlatılmalıdır.
  • Çocuk okula gideceği gün, aile üyelerinin sıradan bir günmüş gibi davranmaları, korkuyu çağrıştıracak ya da tetikleyecek davranımlardan uzak durmaları gerekmektedir.
  • Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, gerekli açıklamaları yapıp, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir.
  • Sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olunuz. Sorunu görmezlikten gelmek ve bir sonraki yıla havale etmek; ancak çözümü zorlaştırır.
  • Okul korkusuyla baş etmede yapılacak ilk iş çocuğun olabildiğince çabuk okula geri dönmesidir.
  • Çocuğu okula gitme zorluğu nedeniyle cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. Çocuğun bunaltısı ile oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar gibi yanlış yorumlamaktan kaçının.
  • Çocuğunuz okula geç kaldığında, servisi kaçırdığında, mutlaka onu okula göndermek için başka çözümler geliştirin ve en kısa zamanda okula gönderin. Bazen çocuğunuz kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapmanız gereken onu okula geri göndermektir.
  • Okula gitmediği için çocuk suçlanmamalıdır. Bu sıkıntılı durumun geçici olduğunu, bazı başka çocuklarda da görüldüğünü ve destekle kolaylıkla iyileştiğini çocuğa anlatılmalı.

Dr Deniz Tirit Karaca





Çocuğum Okula  Hazır mı ?

 

Okul  seçimi yapılırken elbette ailenin kendine özgü kriterleri önemlidir, ancak her  ailenin ortak noktası, çocuğu için en iyi eğitim ve okul imkanlarını sağlamayı  istemeleridir. Çocuğun yaşamının tümünü ve kişiliğinin gelişmesini anlamlı  biçimde etkileyecek olan ilköğretim dönemi çok önemlidir; bu nedenle okul  seçiminde dikkatli davranılması gerekmektedir. Çocuğun, yetenekleri  doğrultusunda yönlendirilerek başlayacağı okul yaşamı, onun ilerleyen dönemde  okul ile ilgili olumlu düşünceleri benimsemesi ve okulu sevmesi açısından büyük  önem taşımaktadır.
                                         Okulu Sevmek Önemlidir...
      Yetenekleri doğrultusunda yönlendirilerek  başlayacağı okul yaşamı, onun ilerleyen dönemde okul ile ilgili olumlu  düşünceleri benimsemesi ve okulu sevmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

1. Çocuğum       okula başlamaya hazır mı yoksa bir yıl daha beklemeli miyiz?

2. Yabancı       dille eğitim veren bir kuruma versek başarılı olabilir mi?

3. Okul       seçimi ile ilgili kararları çocuğumuz verebilir mi?

4. Okula       başlatırken çocuğumuza neler söylemeliyiz?

5. Özel okul       mu devlet okulu mu, nasıl karar vermeliyiz?

6. Çocuğumun yaşı ana sınıfına  başlatmak için uygun ama başlatmalı mıyız?     7. Çocuğum biraz ufak-tefek  okula başlatmak için bir yıl daha beklemeli miyiz?     8. Okula başlatırken çocuğumuza  neler söylemeliyiz?     9. Ben çocuğumu okula  başlatmaya hazır mıyım?

Erken Dönem Çocukluk Eğitimi

• Günümüzde çocukların gelişimi ve erken  dönemde sağlanan çocuk eğitimi hakkında geçmişte olduğunda çok daha fazla  bilgimiz var...


      Hazır mı değil mi?

• Yaşamın ilk beş yılı çocuğun yaşam boyu  gelişimini etkileyen çok kritik bir dönemdir. Çocukların erken dönemdeki  deneyimleri ve çevreleri gelecekteki gelişimleri ile yaşamda ve okulda başarılı  olması açısından ortam hazırlayan bir etmendir.

• Erken dönemdeki deneyimler beyin gelişimini  etkiler. Böylece dil gelişimi, mantık yürütme, problem çözme, sosyal beceriler,  davranışlar ve duygusal sağlık gibi zihinsel süreçleri geliştirecek biçimde  nöronal bağlantılar oluşur.

    Çocuğun hazır olması...

• Çocuğun okula hazır olup olmaması çok  sayıda bileşen ile ilişkilidir ve pek çok faktör sayesinde şekillenir.

• Okula hazır olunması için çocuğun hem  becerilerinin hem de davranışlarının gelişmesi gerekmektedir. Ayrıca çocuğun  zamanını geçirdiği çevrenin de değerlendirilmesi gerekir.

• Çocukluk dönemi uzmanlarının ortaklaşa  kararlaştırdığı bir konu okula hazırlanma sürecinde üç ilişkili bileşene  bakılması gerektiği yönündedir.

    1. Çocuğun okula hazır olması, 2. Okulun çocuk için hazır  olması, 3. Aile ve toplumun küçük  çocuklar için yeterli gelişimsel fırsatlar sağlaması.

Okula Hazırlık  Belirtileri 

• Hazır aileler: Çocuğun aile ortamı,

• Hazır toplumlar: Toplumun küçük çocuklar  için sağladığı kaynak ve destek sistemleri,

• Hazır Hizmetler: Çocuk gelişimi ve okula  hazırlık sürecinde kanıtlanmış programların varlığı, kalitesi ve  ulaşılabilirliği,

• Hazır Okullar: Çocuk gelişimi ve okul  başarısını etkileyen okulların önemli özellikleri.

Okula Hazırlık Belirtileri

Okula Hazırlık Belirtileri =

Hazır aileler + Hazır toplumlar  + Hazır Hizmetler + Hazır Okullar

Okul hazırlığında 5 temel alan

Oldukça fazla sayıda araştırma sonucu bize  çocukların okula hazırlığı ile ilgili 5 alanda değerlendirme yapılması  gerektiği ortaya konulmaktadır:

1. Fiziksel Durum ve Motor gelişim     2. Sosyal ve Duygusal Gelişim     3. Öğrenmeye Yaklaşım     4. Dil gelişimi     5. Bilişsel Düzey ve Genel Bilgi Düzeyi

• 5 farklı alan gibi görünse de bu alanların  tümü birbiri ile ilişkilidir.

• Okul öncesi eğitimcileri çocukların bu 5  alanda da gelişiminin tamamlanmasını desteklemekteler.

• Özellikle fiziksel durum, sosyal gelişim ve  merağın anasınıfından başlamak üzere okula hazırlık sürecinde çok önemli olduğu  vurgulanmakta.

Anasınıfı Öğretmenleri

• Çocuğun istek, ihtiyaç ve düşüncelerini  rahatlıkla ifade etmesi;

• Yeni aktivetelere yönelik hevesli ve  meraklı biçimde hareket etmesi;

• Yönergeleri takip edebilme;

• Sınıf düzenini bozmama;

• Diğer çocukların duygularına karşı hassas  olma

Fiziksel Durum ve Motor Gelişim

• Sağlıklı çocuklar erken dönemdeki öğrenme  fırsatlarına ilişkin yaşam deneyimlerini daha fazla meşgul olabilirler.

• Çocukların motor ve koordinasyon becerileri  bilişsel, sosyal-duygusal gelişim ve akademik başarıları üzerinde anlamlı  biçimde etkilidir.

Fiziksel Durum ve Motor Gelişim

Temel Gösterge: Yaşına uygun ince motor  becerilerin gelişmiş olması

Sosyal ve Duygusal Gelişim

• Erken dönemdeki yaşam deneyimleri düzenli  ve ilgili ilişkiler yaşayan çocukların kişisel durumu çocuğun okulda daha  olumlu ve verimli bir deneyim yaşamasına neden olur.

• Duygusal sağlık ve sosyal beceriler çocuğun  öğrenme deneyimlerine açık olmasını sağlar, yaşıtları ve öğretmenleri ile iyi  ilikiler içinde olmasını temin eder.

Sosyal ve Duygusal Gelişim

Temel Gösterge: Yaşıtları ile  etkileşimdeyken sıklıkla olumlu sosyal davranışlar göstermesi

Öğrenmeye Yaklaşım

• Çocuğun okul başarısı yalnızca akademik  becerileri ile ilişkili değildir.

• Öğrenme tarzı, alışkanlıkları ve öğrenmeye  ilişkin tutumları çok değerlidir.

• Merak, yaratıcılık, bağımsızlık, işbirliği  ve öğrenme konusunda ısrarcı olma öğrenme ve gelişimi arttırır.

Öğrenmeye Yaklaşım

Temel Gösterge: Çocuğun yönergeleri takip  ederken yaşadığı ortalama zorluk düzeyi

Dil gelişimi

• Dil yeterliliği okul başarısının temel  yordayıcısıdır. Erken dönemdeki dil becerileri kelime haznesinin büyüklüğü,  harfleri tanıma, harflerle seslerin arasındaki ilişkiyi anlama ile  değerlendirilebilir. Dil ve okur yazarlık becerileri çocuğun bilgi ve  becerilerini geliştirmesi, akran ve erişkinleriyle etkin iletişim kurması  açısından önemlidir.

Bilişsel Düzey ve Genel Bilgi Düzeyi

• Erken dönemde pek çok deneyimin yansıması  olan bilişsel beceriler çocukların yeni bilgileri kazanma açısından hazır hale  getirir.

• Bilişsel gelişim ile birlikte çocuklar  gözlem yapmayı, benzerlik ve farklılıkları ayırt etmeyi, problem çözmeyi ve  soru sormayı öğrenirler.

Temel Gösterge: Anasınıfına girişte temel  şekillerin çocuk tarafından yaşamın içinde kullanıldığı biçimde tanınması

Erken Çocukluk Döneminde Beceri ve  Davranışların Değerlendirilmesi

Araştırmalar çocuk gelişiminin bu önemli  beş alanındaki gecikmeleri erken değerlendirip belirleme ve anında müdahale  etmenin önemini vurgulamaktadır.

• Ayrıca çocuklardaki gelişmeler de takip  edilerek aileler bilgilendirilmelidir.

Ek Göstergeler: Matematiksel Beceriler

• Sayı kavramının anlaşılması çok erken  dönemde bile görülür.

• Matematiksel beceriler (sayı sayma, uzamsal  ilişkiler ve şekiller) çok daha ileri düzey matematiksel becerilerin  öğrenilebilmesi için bir başlangıç noktasıdır.

• Matematiksel beceriler birbirleriyle ilişki  halinde inşa edildiği için temel becerileri gelişmemiş olan çocuklar birinci  sınıf ve ötesinde zorlanacaktır.

Ek Gösterge: Anasınıfına girişte sayıları  gelişmiş biçimde sayma becerisi ve     ardışık kalıplarla ilgili bilgi, sayıları  karşılaştırabilme becerisi

Geçiş Dönemi

• Erken dönemdeki çocukluk bakımından (ev ya  da kreş) anasınıfına geçiş, çocuklar, aileleri ve öğretmenleri için çok önemli  bir mihenk taşıdır.

• Anasınıfına ve ilköğretime yumuşak bir  geçişin olması ilerideki akademik başarının belirleyicisidir. 

• Geçiş dönemleri iyi planlandığında  çocukların uyum sorunu çok daha az olur ve kesintisiz gelişimsel ilerleme  sağlanır.

Gerekli  Bilişsel Temeller

• Kavrama, çıkarımlar yapma ve tahmin  yürütebilme gibi becerileri destekleyecek düzeyde bilgi temelinin olması;

• Problem çözme becerilerinin olması;

• Dil ve zihinsel temsiller arasında çeviri  yapabilme becerisi: böylece bilgi ve düşünceler dil ile ifade edilebilmeli  (ifade edici dil) ve bilgiler varolan bilgi birikimi kapsamında  değerlendirilebilmeli (alıcı dil);

• Dikkat becerisi, kavrama ve  görevlere ilişkin ısrar etme gibi tutum ve  beceriler.

Anasınıfına/ilkokula  başlamalı mı?

Çocuğunuz,  aşağıda sayılanların çoğunu yapabiliyorsa okula başlama yaşı gelmiş demektir:

• Giyinme, yemek yeme, el yüz yıkama gibi öz  bakımını kendi başına yapabilmeli;

• Çantası, ceketi gibi kendi eşyalarına sahip  çıkabilmeli;

• İki aşamalı komutları izleyebilmeli;

• Kısa süreler boyunca kendi başına, bağımsız  olarak çalışabilmeli;

• Kendisinin ve anne-babasının adını soyadını  ezbere bilmeli;

• Net bir şekilde konuşabilmeli;

• Temel cümleleri kullanarak bir sohbeti  sürdürebilmeli;

• Çok rastlanan hayvanların, yiyeceklerin ve  ev eşyalarının isimlerini bilmeli.

• Temel renkleri ayırt edebilmeli;

• "aynı" ve "farklı" ya  da "ilk ve son" kavramlarını anlayabilmeli;

• Zıt kavramları bilmeli;

• Benzer nesneleri veya resimleri  gruplandırabilmeli;

• Başka çocuklarla sorun yaşamadan  oynayabilmeli;

• Yetişkinlerden izin almayı bilmeli;

• Belli ölçüde gerilim ve öfkeyle baş  edebilmeli;

• Yetişkin gözetimini ve yardımını kabul  edebilmeli.

Çocuğun  okula hazırlanmasında ailelere düşen görevler neler?

• Çocuğunuz okul hakkında ne kadar çok bilgi  sahibi olursa o kadar az korkacaktır.

• Okul açılmadan önce çocuğunuzun okulunu,  sınıfını ziyaret etmeye ve öğretmenleri ve arkadaşları ile tanışmaya gayret  edin.

• Okulun ilk gününü anlatan kitaplar okuyun.  Böylece çocuğunuz bu konuda fikir sahibi olacaktır.

• Çocuğun okulda ne kadar eğleneceğini  anlatırken, abartıya kaçmamaya özen gösterin. Yeni arkadaşlar edineceğini ve  yeni şeyler öğreneceğini ama kimi zaman da canının evde olmak isteyebileceğini  bilsin. Bu zamanların geçeceği konusunda ona güvence verin.

• Çocuğunuza okula hangi ulaşım vasıtası ile  gideceğini önceden anlatın. Yürüyerek gidecekse, okul yolunda beraber yürüme  alıştırmaları yapın. Servis ile gidecekse birlikte servis durağına yürüyün.  Yoldaki işaretleri, trafik işaretlerini, yaya geçitlerini, vs. inceleyin.

• Çocuğunuza adres ve telefon numaranızı  öğretin. Okul dönüşü evde olmayacaksanız telefon edin ve gününün nasıl  geçtiğini sorun. Telefon etmeniz de mümkün değilse aileden bir başkasının veya  bir arkadaşınızın sizin yerinize çocuğunuzla ilgilenmesini sağlayın.

• Okulun ilk günü hem anne-baba, hem de çocuk  açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır. Eğer siz okul konusunda istekli ve  olumlu davranıyorsanız çocuğunuzun da aynı şekilde davranma ihtimali yüksek  olacaktır.


 

Sizin  Duygularınız?

    • Siz de çocuğunuzun okula başlaması  konusunda karışık duygular hissediyor olabilirsiniz. Örneğin bir yandan heyecan  duyarken, bir yandan bu kadar hızla büyüdüğü için hafif bir burukluk hissediyor  olabilirsiniz. Ancak ne olursa olsun, sizin istekli olmanız ve endişe ve  korkularınızı çocuğunuzla paylaşmamanız çok önemlidir.

KAYNAK: www.aylinildenkockar.com



3771 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
KİTAP YURDU

EĞİTİM SİTELERİ

Eğitim Siteleri

GÜNÜN KARİKATÜRÜ

GÜNÜN SÖZÜ

" OKUMAMI BEKLEYEN KİTAPLARI DÜŞÜNÜNCE, TEKRAR MUTLU OLACAĞIMA EMİN OLURUM"

Jules RENARD

Takvim